Tom was wearing a neck brace.
- Tom siyah bir boyunluk takıyordu.
When he shouted, the veins in his neck stood out clearly.
- O bağırdığında onun boyun damarları açıkça görünüyordu.
The weather is cold all year here.
- Burada tüm sene boyunca hava soğuktur.
It is very cold here all the year round.
- Burası tüm sene boyunca soğuk olur.
Both of the passengers in the back seat had neck injuries.
- Arka koltuktaki yolcularının her ikisinin de boyun yaralanması vardı.
As Jesus passed along the Sea of Galilee, he saw Simon and his brother Andrew casting a net into the lake.
- İsa, Galilee Denizi boyunca geçerken, Simon ve kardeşi Andrew'in göle bir ağ attıklarını gördü.
Mary suffers from a herniated cervical disc.
- Mary Boyun fıtığından muzdarip.
All mammals have seven cervical vertebrae.
- Bütün memelilerin yedi tane boyun omuru vardır.