Karthik bir delikanlıdır.O iyi bir delikanlıdır.
- Karthik is a boy. He is a good boy.
Nehirde yüzen delikanlı kimdir?
- Who is the boy swimming in the river?
Oğlana gönderilen mektupta ilginç bir öykü vardı.
- There was an interesting story in the letter to the boy.
Küçük oğlan hayvanat bahçesinde.
- The little boy is at the zoo.
Tom ve arkadaşları sahilde oturdu ve erkek çocuklarının yüzmesini izledi.
- Tom and his friends sat on the beach and watched the boys swimming.
Ağacın altında bazı erkek çocukları var.
- There are some boys under the tree.
Vay be, bu cümle de amma tantana kopardı.
- Boy, that sentence sure caused a kerfuffle.
Oğullarım benim her şeyimdir.
- My boys are my everything.
Benim bütün oğullarım büyüdü.
- My boys are all grown up.
Küçük çocuk yolun aşağısında kayboldu.
- The little boy disappeared down the road.
Çocuk bir sal üstünde nehirden aşağıya doğru gitti.
- The boy went down the river on a raft.
Don't boy me!.
I like the boy.''.
Dost thou call me fool, boy?.
Here, boys, heel; yes, Bobby, show the puppies how, good boy!.
Steve is a boy of 16.
That's my boy.
When the 'dipenda' (independence movement) in Belgian Congo turned violent, the white colonisators' often materially privileged black domestic boys were mistrusted and often abused as collaborators.
Boy, I wish I could go to Canada!.
Me and my boy grew up together in Southside.
Tom measured the length of the board.
- Tom panonun boyunu ölçtü.
I like to wear my skirts knee length.
- Eteklerimi diz boyu giymeyi severim.
Tom and Mary are about the same height.
- Tom ve Mary yaklaşık aynı boydalar.
Tom and Jim are the same height.
- Tom ve Jim aynı boydalar.
Those tribes inhabit the desert all year round.
- O kabileler tüm yıl boyunca çölde yaşarlar.
Members of that tribe settled along the river.
- O kabilenin üyeleri nehir boyunca yerleşti.
What are the dimensions of the room?
- Odanın boyutları nedir?
It's difficult to visualize four dimensions.
- Dört boyutluları hayal etmek zordur.
Layla's letters revealed the extent of her racism.
- Leyla'nın mektupları onun ırkçılığının boyutlarını ortaya çıkardı.
It is important to recognize the extent of one's ignorance.
- Birinin cehaletinin boyutunu bilmek önemlidir.
Tom was small in stature.
- Tom boy olarak küçüktü.
I am not a dwarf. I am of short stature.
- Ben cüce değilim. Kısa boyluyum.
I have a full-length mirror in my bedroom.
- Yatak odamda bir boy aynası var.
Tom stood in front of a full-length mirror, looking at himself.
- Tom kendisine bakarak bir boy aynasının önünde durdu.
Do you have these shoes in my size?
- Bu ayakkabılardan benim boyutumda olanından sizde var mı?
Your book is double the size of mine.
- Senin kitabın benimkinin boyutunun iki katı kadar.
I wish I could figure out how to get my car painted without paying a lot of money.
- Keşke çok para ödemeden arabamı nasıl boyatacağımı bulabilsem.
Tom figured it would take him a full day to finish painting the garage.
- Tom garajı boyamayı bitirmenin onun bir gününü alacağını düşündü.