Her ikisi de dışarıya bakmak için pencereye gitti.
- Both of them went to the window to look outside.
Onların her ikisini de çok seviyorum.
- I like both of them very much.
Her ikimizin de Boston'a gitmesi gerektiği konusunda herhangi bir sebep yok.
- There's no reason both of us need to go to Boston.
Sanırım her ikimiz de gerçekten o kadar iyi Fransızca konuşmuyoruz.
- I guess both of us don't really speak French all that well.
look like both of you.
... Now, both of them have some long-term challenges that we've ...
... in two types, weak and strong. Both of them are involved in the creation of the sun. The ...