O çok güzel bir şekilde sorulan bir soru değil.
- That's not a very nicely asked question.
Leyla güzel bir şekilde giyindi.
- Layla dressed nicely.
Havanın güzel olacağını umuyorum.
- I hope it will be nice.
Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı.
- It must be nice to have friends in high places.
O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz.
- He is very nice. He never speaks ill of others.
Kel olmakla ilgili güzel şeylerden biri, asla kötü bir saçlı bir gününün olmamasıdır.
- One of the nice things about being bald is that you never have a bad hair day.
Kavun, tatlı kokuyor ve tadı çok güzel.
- The melon smells sweet and tastes very nice.
Leyla çok hoş tatlı bir kadındı.
- Layla was a very nice sweet woman.
Tom'un çok kibar olduğunu hatırlamıyorum.
- I don't remember Tom being so nice.
Çok kibarsın diye Willie yanıtladı.
- That's very nice of you, Willie answered.
Havanın o kadar iyi olması tesadüftür.
- It is lucky that the weather should be so nice.
Şu odadaki masa çok iyi.
- The table in that room is very nice.
O aslında nazik bir insandır.
- He is basically a nice man.
Bana güzel bir hediye verdiğiniz için çok naziktiniz.
- It was very kind of you to give me a nice gift.
Bunlar iki hoş resimdir.
- These are two nice pictures.
Tom'un yaptığı ev gerçekten hoş.
- The house that Tom built is really nice.