bol miktar

listen to the pronunciation of bol miktar
التركية - الإنجليزية
slathers
plenty

He had plenty of money for his trip. - Onun yolculuk için bol miktarda parası vardı.

You have plenty of time to catch the train. - Trene yetişmek için bol miktarda zamanın var.

bol miktar
المفضلات