Onun övünmelerini dinlemekten usandım.
- I'm tired of listening to his boasts.
Aşk sabırlıdır, aşk şefkatlidir. Kıskanmaz, övünmez, kibirli değildir.
- Love is patient, love is kind. It does not envy, it does not boast, it is not proud.
Fransız palavralarına katlanmak zordur.
- It's hard to endure the boastings of the French.
O, yetenekleri hakkında övündü.
- He boasted about his skills.
O, birincilik ödülünü kazanmakla övündü.
- She boasted of having won the first prize.
Senin övüngen masallarını dinlemekten bıktım.
- I'm tired of hearing your boastful tales.
İsviçre birçok turistik yerlerle övünç duyuyor.
- Switzerland boasts many sights.
The hotel boasts one of the best views of the sea.
He wrote a boastful autobiography, recording all his great deeds.