There's a fire in the building. We have to evacuate immediately.
- Binada bir yangın var. Hemen boşaltmalıyız.
We need to evacuate the building.
- Binayı boşaltmamız gerekiyor.
The plumber pumped out the water in order to drain the pipe.
- Tesisatçı boruyu boşaltmak için suyu dışarı pompaladı.
Use a strainer to drain the pasta.
- Makarnayı boşaltmak için bir süzgeç kullanın.
I've cleared my schedule.
- Programımı boşalttım.
Clear off the shelf, and you can put your books there.
- Rafı boşalt ve kitaplarını oraya koyabilirsin.
It is time to empty the garbage.
- Çöp boşaltma zamanıdır.
Empty the purse into this bag.
- Cüzdanı bu çantaya boşalt.
The excited crowd poured out of the stadium.
- Heyecanlı kalabalık stadyumu boşalttı.
The crowd poured out of the auditorium.
- Kalabalık konferans salonunu boşalttı.
These corporations want to dump lead and radioactive waste in our drinking water. This cannot be tolerated.
- Bu şirketler kurşun ve radyoaktif atıkları içme suyumuza boşaltmak istiyorlar. Bu hoşgörülemez.
Before going to bed, he usually takes all the coins from his pockets and dumps them on the table.
- Yatmadan önce genelde ceplerindeki tüm bozuk paraları çıkartıp masaya boşaltır.
A sewage treatment plant discharged toxic chemicals into the town's water supply.
- Bir atık su arıtma tesisi şehrin su kaynağının içine zehirli kimyasallar boşalttı.
Tom unloaded the car.
- Tom arabayı boşalttı.
It'll take some time to finish unloading the truck.
- Kamyonu boşaltmayı bitirmek biraz zaman alacak.
We need to vacate the house by the end of the month at the latest.
- En geç ayın sonuna kadar evi boşaltmamız gerekiyor.