The busiest people have the most leisure.
- En meşgul insanlar en fazla boş zamana sahiptirler.
I hunt elk in my leisure-time.
- Boş zamanımda Kanada geyiği avlarım.
Yuriko arranges flowers in her spare time.
- Yuriko boş zamanında çiçekleri düzenler.
Father would often read detective stories in his spare time.
- Babam boş zamanında sık sık polisiye hikayeler okur.
What does Tom do in his free time?
- Tom boş zamanında ne yapar?
Tom and Mary had way too much free time on their hands.
- Tom ve Mary'nin ellerinde oldukça çok fazla boş zamanı vardı.
She doesn't seem to know what to do with her leisure time.
- O, boş zamanında ne yapacağını biliyor gibi görünmüyor.
I go hunting in my leisure time.
- Ben boş zamanımda avlanmaya giderim.