Kalem körelmiş. Keskinleştirmeye ihtiyacı var.
- The pencil is blunt. It needs sharpening.
Açık söylemek gerekirse, o yanılıyor.
- To put it bluntly, he's mistaken.
Hiç kimse bunu çok açıkça söylemeyecek ama bunun özü odur.
- Nobody will say it so bluntly, but that is the gist of it.
Dan Matt'i kör ve duyarsız olduğu için sevmiyor.
- Dan dislikes Matt because he's blunt and insensitive.
Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve çakıma başvurdum.
- The knife was so blunt that I could not cut the meat with it and I resorted to my pocket knife.
Hiç kimse bunu çok açıkça söylemeyecek ama bunun özü odur.
- Nobody will say it so bluntly, but that is the gist of it.