Hiç kimse bunu çok açıkça söylemeyecek ama bunun özü odur.
- Nobody will say it so bluntly, but that is the gist of it.
Bisikletimin patlak bir lastiği vardı, bu yüzden yedi trenini kaçırdım.
- My bicycle had a flat tire, so I missed the seven o'clock train.
Bisikletimin arka tekerleği patlak.
- The rear tire of my bicycle is flat.
Kalem körelmiş. Keskinleştirmeye ihtiyacı var.
- The pencil is blunt. It needs sharpening.
Açık söylemek gerekirse, bu takımın kazanamayacak olmasının sebebi onları geride tutmanızdır.
- To put it bluntly, the reason this team won't win is because you're holding them back.
Açık söylemek gerekirse, o yanılıyor.
- To put it bluntly, he's mistaken.
Kılıcım kör olabilir ama o senin gibi biri için fazlasıyla yeterli.
- My sword may be blunt, but that's more than enough for someone like you.
Kalem körelmiş. Keskinleştirmeye ihtiyacı var.
- The pencil is blunt. It needs sharpening.
Hiç kimse bunu çok açıkça söylemeyecek ama bunun özü odur.
- Nobody will say it so bluntly, but that is the gist of it.