Beyaz bir bulut mavi yaz gökyüzünde yüzüyordu.
- A white cloud is floating in the blue summer sky.
Mavi tişörtü kim giyer?
- Who's wearing the blue T-shirt?
Bütün gün hüzünlü hissediyordum.
- I was feeling blue all day.
O, mavi denize ulaştı.
- He reached the blue sea.
Gökyüzü mavidir, deniz de mavidir. Gökyüzü ve deniz mavidir.
- The sky is blue, the sea is also blue. The sky and the sea are blue.
Evimi maviye boyamak istemiyorum.
- I don't really want to paint my house blue.
Mary arabasını parlak maviye boyamak istiyor.
- Mary wants to paint her car bright blue.
Biraz mavi boyaya ihtiyacım var.
- I need some blue paint.
Mavi boyayı sarı boyayla karıştır.
- Blend the blue paint with the yellow paint.
Pazartesi günleri her zaman keyifsizim.
- I always feel blue on Mondays.
Bugün biraz keyifsiz hissediyorum.
- I'm feeling a little blue today.
Soğuktan dolayı elleri morarmıştı.
- His hands were blue because of the cold.
O, soğuktan morarmıştı.
- He was blue from the cold.
The boys in blue marched to the pipers.
His request for leave came out of the blue.
Congress turned blue in the mid-term elections.