Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.
- Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.
I just acquired some land that's contiguous to your farm.
- Çiftliğinize bitişik bir arazi aldım.
Please carry the chair into the adjacent room.
- Lütfen sandalyeyi bitişik odaya taşı.
The post office is adjacent to the library.
- Postane kütüphaneye bitişiktir.
The next-door neighbour's guest is a guest who eats lots of persimmons.
- Bitişik komşunun misafiri çok hurma yiyen bir misafirdir.
Tom thought he heard some voices in the next room.
- Tom bitişik odadan bazı sesler duyduğunu söyledi.
Tom heard some music coming from the next room.
- Tom bitişik odadan gelen bir müzik duydu.
He is our next door neighbor.
- O bizim bitişik komşumuz.
Tom told Mary to go next door and see if the neighbors needed any help.
- Tom Mary'ye bitişik komşuya gitmesini ve komşunun yardıma ihtiyacı olup olmadığını anlamasını söyledi.
He lived next to his uncle.
- O amcasına bitişik yaşadı.
It's next to that building.
- O, o binaya bitişiktir.
Tom looked into the adjoining bedroom.
- Tom, bitişik yatak odasına baktı.
There is an anteroom adjoining the library.
- Kütüphaneye bitişik bir bekleme odası var.
Does Mary live next door to the bus driver that worked with John?
- Mary John'la çalışan otobüs sürücüsüne bitişik mi yaşıyor?
She lived next door to us.
- O bizim bitişikte yaşadı.