Tom doesn't mind cycling in the rain.
- Tom yağmurda bisiklet sürmeye aldırmaz.
You may go cycling if it doesn't rain.
- Yağmur yağmazsa, bisiklet sürmeye gidebilirsin.
In all my years as a cycling fan, I've never seen a breakaway like this.
Can she ride a bicycle?
- O, bisiklet sürebilir mi?
He is riding a bicycle.
- O, bir bisiklet sürüyor.
Sometimes I walk home from work and sometimes I cycle, because I live close to where I work.
- Bazen işten eve yürürüm ve bazen bisiklet sürerim, çünkü çalıştığım yer oturduğum yere yakın.
I plan to cycle around Shikoku next year.
- Gelecek yıl Shikoku çevresinde bisiklet sürmeyi planlıyorum.