birlikte olmak

listen to the pronunciation of birlikte olmak
التركية - الإنجليزية
accompany
hang together
(Dilbilim) go about (with)
go about
unite
move

Layla moved home to be with her mother. - Leyla, annesiyle birlikte olmak için eve taşındı.

Tom moved back to Boston to be with his kids. - Tom çocuklarıyla birlikte olmak için Boston'a geri döndü.

birlikte olma
concomitance
ile birlikte olmak
go around with
birlikte olmak
المفضلات