It took me several hours to write it.
- Onu yazmak birkaç saatimi aldı.
Afghanistan and Iran both changed their national anthems several times in the course of the 20th century.
- Afganistan ve İran her ikisi de milli marşlarını 20.yüzyıl boyunca birkaç kez değiştirmişti.
Only a few people understood me.
- Sadece birkaç kişi beni anladı.
Only a few people showed up on time.
- Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.
My mother made some new clothes.
- Annem bana birkaç yeni giysi yaptı.
My father bought some CDs for my birthday.
- Babam, doğum günüm için bana birkaç CD aldı.
Tom died a number of years ago.
- Tom birkaç yıl önce öldü.
Tom and Mary have gone swimming together a number of times.
- Tom ve Mary birkaç kez birlikte yüzmeye gittiler.
I visited Romania a few years ago.
- Birkaç yıl önce Romanya'yı gördüm.
You'll be able to drive a car in a few days.
- Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
I've seen a couple of Kurosawa's films.
- Kurosawa'nın filmlerinden birkaçını izledim.
Could you lend me your bicycle for a couple of days?
- Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin?
A number of passengers were injured.
- Birkaç yolcu yaralandı.
A number of friends saw him off.
- Birkaç arkadaş onu uğurladılar.
The judge was forced to slam her gavel down multiple times in order to restore order to the court.
- Hakim mahkemeye düzeni sağlamak için birkaç sefer tokmağı aşağı vurmak zorunda kaldı.
There were multiple disclaimers at the start of the video.
- Videonun başında birkaç feragatname vardı.
You're one of the few friends I have.
- Sen sahip olduğum birkaç arkadaştan birisin.
The nuclear family is a young prejudice; in fact, families have only been built around the few immediate members in the last 50 or 60 years of relative wealth.
- Çekirdek aile genç bir önyargıdır; aslında, aileler sadece göreli zenginliğin son 50 ya da 60 yılı içinde birkaç yakın üyenin etrafında inşa edilmiştir.
Not eating or drinking anything for a couple of days may result in death.
- Birkaç günlüğüne hiçbir şey yememek veya içmemek ölümle sonuçlanabilir.
If you have any interesting books, lend me some.
- İlginç kitapların varsa, bana birkaç tane ödünç ver.
We were in Boston last month for a few days visiting Tom.
- Biz Tom'u ziyaret ederken geçen ay bir kaç gün Boston'daydık.
Tom is only a few inches taller than Mary.
- Tom Mary'den sadece bir kaç inç daha uzundur.