Let's draw lots to decide who goes first.
- Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim.
The amateur singer won first in the talent show hands down.
- Amatör şarkıcı eller aşağı yetenek yarışmasında birincilik ödülünü almıştır.
Oh, Tae, this cheese is a winner!
- Oh, Tae, bu peynir bir birincidir!
I knew she would be the winner.
- Onun birinci olacağını biliyordum.
Tom moved up to first place.
- Tom birinci sıraya yükseldi.
Health is above wealth, for the former is more important than the latter.
- Sağlık zenginliğin üstündedir, zira birincisi ikincisinden daha önemlidir.
Joan and Jane are sisters. The former is a pianist.
- Joan ve Jane kız kardeş. Birincisi bir piyanisttir.
It was a victory for the whole country when he finished first in the race.
- O, yarışı birinci bitirdiğinde, tüm ülke için bir zaferdi.
Telescopes have a primary and a secondary mirror.
- Teleskopların birincil ve ikincil aynası vardır.
Who's your primary physician?
- Birincil doktorun kim?