He has many accumulated debts. - Onun bir sürü birikmiş borçları var.
He has many accumulated debts.
Onun bir sürü birikmiş borçları var.
Dust had accumulated on the desk. - Masanın üstünde toz birikmiş.
Dust had accumulated on the desk.
Masanın üstünde toz birikmiş.