I'm going to do that sometime.
- Bunu birgün yapacağım.
Tom should do that sometime.
- Tom bunu birgün yapmalı.
I'd like to go to France one day.
- Bir gün Fransa'ya gitmek istiyorum.
I would like to go to America one day.
- Bir gün Amerika'ya gitmek istiyorum.
I want to go to the UK someday.
- Bir gün İngiltere'ye gitmek istiyorum.
I'd like to visit your country someday.
- Ben, bir gün ülkenizi ziyaret etmek istiyorum.
I'd like to go to France sometime.
- Bir gün Fransa'ya gitmek istiyorum.
Even the worthy Homer sometimes nods.
- Herkesin işi bir gün ters gidebilir.
The Princess and the Irishman recognised each other, and were married, and had a great wedding that lasted for a year and a day.
- Prenses ve İrlandalı birbirini tanıyordu ve evlilerdi ve bir yıl bir gün süren büyük bir düğün yapmışlardı.
This day started like any other ordinary day.
- Bu gün başka sıradan bir gün gibi başladı.