Wang Lao Ji isn't beer. It's tea.
- Wang Lao Ji bir bira değildir. O bir çaydır.
I bought a bottle of beer at the liquor store.
- Likör dükkânından bir şişe bira satın aldım.
He began his meal by drinking half a glass of ale.
- Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
Try to stay a bit more alert to what goes on around you.
- Çevrenizde neler olup bittiğine biraz daha dikkat etmeye çalışın.
I had hoped to save more money.
- Biraz daha para biriktirmeyi ummuştum.
There is little hope that they are alive.
- Hayatta olduklarına dair biraz ümit var.