On the one hand, you are wrong, but on the other hand, I can't blame you for that.
- Bir taraftan, hatalısın ama diğer taraftan onun için seni suçlayamam.
On the one hand he is kind to everyone, but on the other hand he never behaves with too much familiarity.
- Bir taraftan o herkese naziktir fakat diğer taraftan çok fazla içtenlikle davranmaz.
On one hand he praised my report, but on the other hand he criticized it.
- O, bir taraftan raporumu methetti diğer taraftan onu eleştirdi.