bir de

listen to the pronunciation of bir de
التركية - الإنجليزية
moreover
also

This financial audit also includes an evaluation of the company's assets. - Bu mali denetim, aynı zamanda şirketin varlıklarının bir değerlendirmesini içerir.

Many people also considered him a madman. - Birçok kişi ayrıca onun bir deli olduğunu düşünüyordu.

boot
and what is more

He is a great statesman, and what is more a great scholar. - O büyük bir devlet adamı ve bunun da ötesinde büyük bir bilgindir.

and also
and what's more
in addition

In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay. - Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor.

in addition to

In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay. - Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor.

finally

It crawls on all fours as a baby, then learns to walk on two legs, and finally needs a cane in old age. - Bir bebek olarak dört ayak üzerinde emekler, sonra iki bacak üstünde yürümeyi öğrenir, sonunda yaşlılıkta bir değneye ihtiyacı olur.

Tom finally got a text from Mary. - Tom sonunda Mary'den bir ders kitabı aldı.

besides

Besides being a great statesman, Sir Winston Churchill was a great writer. - Sir Winston Churchill, büyük bir devlet adamı olmanın yanı sıra, büyük bir yazardı.

likewise
an also
plus
in addition to, and also
on the top of it
on the side
on top of it
yea

During an experiment on powers of observation, Tom was unable to describe any of the pictures hanging on his living room wall, despite having lived in his unit for two years. - Gözlem gücüyle ilgili bir deneyde, Tom evinde iki yıldır oturmasına rağmen, oturma odasının duvarında asılı resimlerin hiçbirini tarif edemedi.

The year 1796 saw a change in American politics. - 1796 yılında, Amerikan siyasetinde bir değişim gördüm.

item
by the same token
to boot
into the bargain
birde
burst

It was such a nice joke that everybody burst out laughing. - Öyle güzel bir fıkraydı ki, herkes birden kahkahayı bastı.

Instantly the girl saw her mother, she burst out crying. - Kız annesini görür görmez birden ağlamaya başladı.

التركية - التركية

تعريف bir de في التركية التركية القاموس.

birde
Ağaç kurdu
bir de
المفضلات