A lot of clients come to the lawyer for advice.
- Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
He saw a lot of animals on the road.
- Yolda birçok hayvan gördü.
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
- Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
There are many beautiful parks in London.
- Londra'da birçok güzel park vardır.
I can't imagine how much more colourless life would be without multiple languages.
- Yaşamın birçok dil olmadan ne kadar fazla renksiz olacağını düşünemiyorum.
This book is written in multiple languages.
- Bu kitap birçok dilde yazılmıştır.
Television has a great deal of influence on society.
- Televizyonun toplum üzerine birçok etkisi vardır.
Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.
- 354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.
A lot of English words are derived from Latin.
- Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
A lot of clients come to the lawyer for advice.
- Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.
- 354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.
Numerous countries have signed a nuclear disarmament agreement.
- Birçok ülke nükleer silahsızlanma anlaşmasını imzaladı.
Numerous other lawsuits are pending.
- Diğer birçok dava bekliyor.
Lots of superstitions are still believed in.
- Hâlâ birçok batıl inanca inanılıyor.
Lots of girls like Tom.
- Birçok kız Tom'u sever.
There were a good many candidates for the position.
- Pozisyon için birçok iyi adaylar vardı.
A good many people were there.
- Birçok kişi oradaydı.
Several students were absent from school because of colds.
- Birçok öğrenci soğuk algınlığından dolayı okula gelmedi.
Several politicians exerted strong pressure on the committee.
- Birçok siyasetçi komite üzerine güçlü bir baskı uygulamıştır.
I have quite a few friends who speak French well.
- Fransızcayı iyi konuşan birçok arkadaşım var.
Quite a few people went to the concert.
- Birçok insan konsere gitti.
On the one hand we suffered a heavy loss, but on the other hand we learned a great deal from the experience.
- Bir taraftan ağır kayıplar verdik fakat diğer taraftan deneyimden birçok şey öğrendik.
Television has a great deal of influence on society.
- Televizyonun toplum üzerine birçok etkisi vardır.
There were a good many candidates for the position.
- Pozisyon için birçok iyi adaylar vardı.
A good many people were there.
- Birçok kişi oradaydı.
There are various ways of enduring the pain.
- Acıya dayanmanın birçok çeşit yolu var.
There are various ways of enduring the pain.
- Acıya katlanmanın birçok yolu var.
Not a few people live to be over eighty.
- Birçok insan seksen yıldan fazla yaşamaz.
Flexibility is one of the many advantages of working from home.
- Evde çalışmanın birçok yararından biri esnekliktir.
Tom thought of the many ways he could kill Mary.
- Tom Mary'yi öldürebilmenin birçok yolunu düşündü.
Lots of superstitions are still believed in.
- Hâlâ birçok batıl inanca inanılıyor.
He has written lots of books about his experience abroad.
- Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
Quite a few Americans like sushi.
- Birçok Amerikalılar suşi severler.
Quite a few people have two cars.
- Birçok insanın iki arabası var.
Tom has been arrested several times.
- Tom birçok kez tutuklandı.
The two sides clashed several times.
- İki taraf birçok kez çatışmaya girdi.
Cows supply us with many things we need.
- İnekler ihtiyacımız olan birçok şey bize verirler.
We talked about many things.
- Birçok şeyden bahsettik.
We have been to Tokyo many times.
- Biz birçok kez Tokyo'da bulunduk.
I've seen Tom on TV many times.
- Tom'u TV'de birçok kez gördüm.
Tom has done that plenty of times.
- Tom onu birçok kez yaptı.
That's happened to me plenty of times.
- Bu birçok kez başıma geldi.
I've been to Italy many times.
- Birçok kere İtalya'da bulundum.
His teacher sent him to the principal's office for being tardy too many times.
- Birçok kereler derse geç geldiği için öğretmeni onu müdürün odasına gönderdi.
Recently, there's been a lot of talk about distance education.
- Son zamanlarda, uzaktan eğitim hakkında bir çok konuşma vardı.
We are thinking of a lot of solutions.
- Bir çok çözümü düşünüyoruz.