Children often want to do things that are dangerous without knowing that they are dangerous.
- Çocuklar tehlikeli olduklarını bilmeden sık sık tehlikeli olan şeyleri yapmak isterler.
Without knowing anything, George began to climb the stairs.
- Bir şey bilmeden, George merdivenlere tırmanmaya başladı.
A healthy man does not know the value of health.
- Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.
Do you know where your father went?
- Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
Everybody knew that she was being pushy.
- Onun saldırgan olduğunu herkes biliyordu.
They knew they must fight together to defeat the common enemy.
- Ortak düşmanı yenmek için birlikte dövüşmek zorunda olduklarını biliyorlardı.
Knowing is nothing, imagination is everything.
- Bilmek bir şey değildir, hayal gücü her şeydir.
She got married without her parents knowing it.
- O, anne ve babasının bilgisi olmadan evlendi.
Ken is as tall as Bill.
- Ken Bill kadar uzun boylu.
Ken didn't know what to say next.
- Ken gelecek defa ne söyleyeceğini bilmiyordu.
His name is known to everyone in this town.
- Onun adı bu kasabada herkesçe bilinmektedir.
Mr Hashimoto is known to everyone.
- Bay Hashimoto herkes tarafından bilinir.
Bu arabayı sana kim sattı?
- Hvem solgte denne bil til dig?
O, ona arabasını sattı.
- Hun solgte sin bil til ham.
Bu arabayı sana kim sattı?
- Hvem solgte denne bil til dig?