تعريف bilinmeyen في التركية الإنجليزية القاموس.
- unknown
The symbol X usually stands for an unknown quantity in mathematics.
- X sembolü genellikle matematikte bilinmeyen sayıyı temsil etmektedir.
Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
- Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
- unknown quantity
The symbol X usually stands for an unknown quantity in mathematics.
- X sembolü genellikle matematikte bilinmeyen sayıyı temsil etmektedir.
- strange
His hobby is collecting strange butterflies.
- Onun hobisi bilinmeyen kelebekler toplamaktır.
- shrouded in mystery
- nameless
- (deyim) in the dark
- unrecognised
- incognita
- uncharted
We're in uncharted territory.
- Bilinmeyen bölgedeyiz.
- unrecognized
- secret
- mysterious
- mystery
- unbeknown
- unbeknownst
- recondite
- occult
- obscure
The two scholars wrangled over the meaning of an obscure Tibetan phrase.
- İki bilim adamı bilinmeyen bir Tibet ifadesinin anlamı üzerinde tartıştı.
- {i} x
- unchartered
- unknowable
- unknow
Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
- Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
It was all like a single equation with two unknowns.
- İki bilinmeyenli bir denklem gibiydi hepsi.
- bilinmeyen numaralar servisi
- directory assistance
- bilinmeyen ad
- (Bilgisayar) unknown name
- bilinmeyen adres
- (Bilgisayar) unknown address
- bilinmeyen alan
- (Bilgisayar) unknown field
- bilinmeyen hata
- (Bilgisayar) unknown error
- bilinmeyen kaynak
- (Bilgisayar) unknown source
- bilinmeyen kelimeler
- unknown words
- bilinmeyen komut
- (Bilgisayar) unknown command
- bilinmeyen nesne
- (Bilgisayar) unknown object
- bilinmeyen numara
- unknown number
- bilinmeyen numaralar
- unknown numbers
- bilinmeyen paket
- (Bilgisayar) unknown package
- bilinmeyen sanatçı
- (Bilgisayar) unknown artist
- bilinmeyen seçenek
- (Bilgisayar) unknown option
- bilinmeyen tarih
- (Bilgisayar) unknown date
- bilinmeyen uçan cisimler
- unidentified flying objects
- bilinmeyen yer
- ultima thule
- bilinmeyen ülke
- (Bilgisayar) unknown country
- bilinmeyen kelimelerin okunuşu
- pronunciation of unknown words
- bilinmeyen alıcı
- (Bilgisayar) unknown recipient
- bilinmeyen anahtar
- (Bilgisayar) unknown switch
- bilinmeyen araç
- (Bilgisayar) unknown tool
- bilinmeyen aygıt
- (Bilgisayar) unknown device
- bilinmeyen aygıt türü
- (Bilgisayar) unknown device type
- bilinmeyen aygıtlar
- (Bilgisayar) unknown devices
- bilinmeyen bayraklar
- (Bilgisayar) unknown flags
- bilinmeyen bayraklar alındı
- (Bilgisayar) unknown flags received
- bilinmeyen bağlantı
- (Bilgisayar) unknown link
- bilinmeyen bağlantı noktası
- (Bilgisayar) unknown port
- bilinmeyen başlatma hatası
- (Bilgisayar) unknown initialization error
- bilinmeyen bir hayat sürmek
- live an obscure life
- bilinmeyen bir sayı
- z
- bilinmeyen bir yerde
- in the middle of nowhere
- bilinmeyen birim
- (Bilgisayar) unknown volume
- bilinmeyen biçim
- (Bilgisayar) unknown style
- bilinmeyen biçim
- (Bilgisayar) unknown format
- bilinmeyen bölge
- (Bilgisayar) unknown zone
- bilinmeyen capı hatası
- (Bilgisayar) unknown capi error
- bilinmeyen cipher
- (Bilgisayar) unknown cipher
- bilinmeyen codec
- (Bilgisayar) unknown codec
- bilinmeyen dil
- (Bilgisayar) unknown language
- bilinmeyen dize
- (Bilgisayar) unknown string
- bilinmeyen dlcı
- (Bilgisayar) unknown dlci
- bilinmeyen dosya sunucusu
- (Bilgisayar) unknown file server
- bilinmeyen durum
- (Bilgisayar) unknown state
- bilinmeyen durum
- (Bilgisayar) unknown status
- bilinmeyen dönemlerden beri
- from time
- bilinmeyen düğüm
- (Bilgisayar) unknown node
- bilinmeyen erişim alanı
- (Bilgisayar) unknown realm
- bilinmeyen etki alanı
- (Bilgisayar) unknown domain
- bilinmeyen faks göndericisi
- (Bilgisayar) unknown fax sender
- bilinmeyen faks makinesi
- (Bilgisayar) unknown fax machine
- bilinmeyen fıd
- (Bilgisayar) unknown fid
- bilinmeyen girdi kimliği
- (Bilgisayar) unknown entry id
- bilinmeyen görev
- (Bilgisayar) unknown task
- bilinmeyen güçlük
- shoal
- bilinmeyen hash
- (Bilgisayar) unknown hash
- bilinmeyen istatistik
- (Bilgisayar) unknown stat
- bilinmeyen kart
- (Bilgisayar) unknown card
- bilinmeyen kelime
- unknown word
- bilinmeyen konu
- (Bilgisayar) unknown title
- bilinmeyen kullanıcı
- (Bilgisayar) unknown user
- bilinmeyen kuruluş
- (Bilgisayar) unknown organization
- bilinmeyen kuyruklar
- (Bilgisayar) unknown queues
- bilinmeyen modem
- (Bilgisayar) unknown modem
- bilinmeyen neden
- (Bilgisayar) unknown cause
- bilinmeyen neterr
- (Bilgisayar) unknown neterr
- bilinmeyen numaralar servisi
- unknown numbers service
- bilinmeyen numaralar servisi
- directory enquiries
- bilinmeyen para birimi
- (Bilgisayar) unknown currency
- bilinmeyen rta
- (Bilgisayar) unknown rta
- bilinmeyen sayfa
- (Bilgisayar) unknown sheet
- bilinmeyen sihirbaz
- (Bilgisayar) unknown wizard
- bilinmeyen sinyal
- (Bilgisayar) unknown signal
- bilinmeyen sorun
- (Bilgisayar) unknown problem
- bilinmeyen stil
- (Bilgisayar) unknown style
- bilinmeyen stok
- (Denizbilim) unknown stock
- bilinmeyen sunucu
- (Bilgisayar) server unknown
- bilinmeyen tarayıcı
- (Bilgisayar) unknown scanner
- bilinmeyen tür
- (Bilgisayar) unknown type
- bilinmeyen usb hub
- (Bilgisayar) unknown usb hub
- bilinmeyen uçan cisim
- unknown flying object
- bilinmeyen yazıcı
- (Bilgisayar) unknown printer
- bilinmeyen yer
- terra incognita
- bilinmeyen yonga
- (Bilgisayar) unknown chip
- bilinmeyen çerçeve
- (Bilgisayar) unknown frame
- bilinmeyen şey
- (deyim) closed book
- bilinmeyen şifre
- (Bilgisayar) unknown cipher
- bilinmeyen şirket
- (Bilgisayar) company unknown
- bilgisizlikten değeri bilinmeyen iyi şey
- caviare to the general
- bil
- know
Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
- Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
A healthy man does not know the value of health.
- Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.
- nedeni bilinmeyen
- unknown
- sebebi bilinmeyen hastalık
- (Tıp) idiopathy
- bil
- knew
They knew they must fight together to defeat the common enemy.
- Ortak düşmanı yenmek için birlikte dövüşmek zorunda olduklarını biliyorlardı.
Everybody knew that she was being pushy.
- Onun saldırgan olduğunu herkes biliyordu.
- bil
- {f} knowing
We love our mother almost without knowing it, without feeling it, as it is as natural as to live.
- Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.
Tom accused Mary of not knowing how to love or how to accept someone's love.
- Tom Mary'yi sevmeyi ya da birinin aşkını kabul etmeyi bilmemekle suçladı.
- bil
- {f} ken
Ken is as tall as Bill.
- Ken Bill kadar uzun boylu.
Ken can play the violin, not to mention the guitar.
- Ken keman çalabilir, gitardan bahsetmeye bile gerek yok.
- bil
- cognize
- bil
- {f} known
The firm is known for its high-quality products.
- Firma, yüksek kaliteli ürünleriyle bilinmektedir.
The past can only be known, not changed. The future can only be changed, not known.
- Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
- bil
- {f} kenning
- bilinmeyenler
- unknown
- okunuu bilinmeyen kelimeler
- okunuu unknown words
- okunuşu bilinmeyen kelimeler
- words with unknown pronunciation
- kıymeti bilinmeyen
- unrecognized
- nedeni bilinmeyen hastalıkla ilgili
- idiopathic
- sahibi bilinmeyen define
- treasure trove
- yaratıcısı bilinmeyen
- anonymous
- önceden bilinmeyen
- undesigned