bilim adamı

listen to the pronunciation of bilim adamı
التركية - الإنجليزية
Scientist

Many scientists live in this small village. - Birçok bilim adamı bu küçük köyde yaşıyor.

I consider him a great scientist. - Onu büyük bir bilim adamı olarak görüyorum.

scholar

She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such. - O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır.

Mr Johnson is not a scholar but a poet. - Bay Johnson bir bilim adamı değil fakat bir şairdir.

man of science
scientist, boffin
Scientist, man of science, man of learning, scholar
man of letters
boffin
man of learning
scientist, man of science
the scientist
bilim adam
scientist

I consider him a great scientist. - Onu büyük bir bilim adamı olarak görüyorum.

Scientists haven't found a cure for cancer yet. - Bilim adamları henüz kanser için bir çare bulmadılar.

bilimadamı
boffin
yanardağ bilimi ile uğraşan bilim adamı
Volcanoes of the scientists involved in science
bilim adam
boffin
bilimadamı
researcher
bilimadamı
expert in a particular branch of science; man of science
bilimadamı
scientist
gizli görevli bilim adamı
back room boy
التركية - التركية
Bilimsel çalışmalarla uğraşan kimse, bilgin, alım: "Aralarında yurt çapında ün yapmış bilim adamları vardı."- H. Taner
Bilimsel çalışmalarla uğraşan kimse, bilgin, âlim
bilim kadını
ilim adamı
bilim adamı
المفضلات