Görebildiğim kadarıyla her şey karla örtülüydü.
- As far as I could see, everything was covered with snow.
Dünya yüzeyinin üçte ikisi su ile örtülüdür.
- Two-thirds of the earth's surface is covered with water.
O tamamen boyayla kaplanmıştı.
- He was covered all over with paint.
Tom çamurla kaplanmış şekilde eve geri döndü.
- Tom came back home covered in mud.
Tom artık ebeveynlerinin sağlık sigortası kapsamında değil.
- Tom is no longer covered by his parents' health insurance.
Kaza hasarları garanti kapsamında değildir.
- Accidental damage isn't covered by the warranty.