Tom şaşkın görünüyordu.
- Tom seemed bewildered.
Tom şaşkın görünüyor.
- Tom seems bewildered.
Tom şaşırmış görünüyordu.
- Tom seemed to be bewildered.
Tom şok olmuştu ve şaşırmıştı.
- Tom was shocked and bewildered.
Tom kendini şaşkına dönmüş buldu.
- Tom found himself bewildered.
Leyla oldukça çılgına dönmüştü.
- Layla was pretty distraught.
Tom'un bir şey tarafından aklı karışmış.
- Tom is perplexed by something.
Neden çok sinirli görünüyorsun?
- Why do you look so distraught?
Tom çok sinirli görünüyordu.
- Tom seemed to be distraught.
Duygusal yönden perişan insanlarla nasıl konuşacağımı bilmiyorum.
- I don't know how to talk to emotionally distraught people.
Tom son derece perişan görünüyor, değil mi?
- Tom seems terribly distraught, doesn't he?
Tom kafası karışmış görünüyordu.
- Tom seemed to be perplexed.
Tom kafası karışmış göründüğümü söyledi.
- Tom said I looked perplexed.
O son derece şaşırmıştı.
- He was utterly perplexed.
He was just standing there, turning this way and that, with a bewildered look on his face.
All the different possible options may bewilder us.