bevorstehend

listen to the pronunciation of bevorstehend
ألمانية - التركية
eli kulağında
الإنجليزية - التركية

تعريف bevorstehend في الإنجليزية التركية القاموس.

forthcoming
yakında çıkacak
approaching
{s} yaklaşan

Ben uzaktan yaklaşan bir suret gördüm. - I saw a figure approaching in the distance.

Yaklaşan sirenleri duyabiliyorduk. - We could hear sirens approaching.

at hand
elde

Eldeki göreve odaklanın. - Focus on the task at hand.

Eldeki işe konsantre olalım. - Let's concentrate on the job at hand.

forthcoming
{s} dost
approaching
(Spor) adımlama
at hand
yakın

Babam dün bir kalp krizi geçirdi fakat yakınlarda bir kliniğe sahip olduğu için şanslıydı. - My father had a heart attack yesterday, but he was lucky to have a clinic close at hand.

Giriş sınavımız çok yakındı. - Our entrance examination was near at hand.

at hand
yanında
forthcoming
gelecek
forthcoming
yardımsever
approaching
{s} yakında olacak olan
at hand
hazır
at hand
el altında

Daima sözlüğünü el altında bulundur. - Always have your dictionary close at hand.

Lütfen bu kitabı el altında tutun. - Please keep this book at hand.

forthcoming
varış
forthcoming
(sıfat) önümüzdeki, gelecek, yaklaşan, hazır, çıkacak olan, cana yakın, dost, konuşkan, açık sözlü
forthcoming
{s} açık sözlü

Tom Mary ile ilgili ne olduğu hakkında çok açık sözlü değildi. - Tom wasn't very forthcoming about what happened with Mary.

ألمانية - الإنجليزية