Bir kasırganın ortasındaki bir kulübe gibi güvenilirsin.
- You're reliable like a shack in the middle of a hurricane.
Ruhun karanlık gecesi hayatın ortasındaki ölümdür.
- The dark night of the soul is death in the midst of life.
Kaplan kafesin ortasına uzanmıştı.
- The tiger laid in the middle of the cage.
En uzun parmak orta parmaktır.
- The middle finger is the longest.
Üzengi örs ve iç kulak arasında, orta kulakta bir kemiktir.
- The stirrup is a bone in the middle ear, between the anvil and the inner ear.
Bu iki seçenek arasında orta yol yoktur.
- There is no middle ground between these two options.
Istasyon şehrin ortasında.
- The station is the middle of the city.
Dersin ortasında konuşma.
- Don't speak in the middle of a lesson.