Çok daha iyi hissediyorum.
- I'm feeling a lot better.
Nakido, Twitter'dan daha iyidir.
- Nakido is better than Twitter.
Sen benden daha iyisin.
- You're better than me.
Tom Mary'ye ödünç para vermekten daha iyisini bilmeliydi.
- Tom should have known better than to lend money to Mary.
Çalışma şartlarını iyileştirmek istiyorlar.
- They want to better their working conditions.
Tom onun çalışını son duyduğumdan beri klarnet çalmada daha da iyileşmektedir.
- Tom has gotten better at playing the clarinet since I last heard him play.
Biz iyileşmek zorundayız.
- We've got to get better.
Çok daha iyi hissediyorum.
- I'm feeling a lot better.
Nakido, Twitter'dan daha iyidir.
- Nakido is better than Twitter.
İngilizceyi daha çok severim.
- I like English better.
Ben vokal müziği enstrümantal müzikten daha çok severim.
- I like vocal music better than instrumental music.
Kendimi geliştirmek istiyorum.
- I want to better myself.
İngilizceni geliştirmek istiyorsan onun konuşulduğu ülkelere gitsen iyi olur.
- If you are to improve your English, you had better go to countries where it is spoken.
Tom ondan daha iyi yapmak zorunda kalacak.
- Tom is going to have to do better than that.
Dünyamızı daha iyi yapmak için çalışalım.
- Let's try to make our world better.
Daha iyi şekilde yapabileceğimizi düşünüyoruz.
- We know we can do better.
Ne kadar çok çabalarsam çabalayayım, onu, onun yapabildiğinden daha iyi şekilde yapamam.
- No matter how hard I try, I can't do it any better than she can.
Cümlelerinizi silmek yerine, daha güzel hale getirmeye ne dersiniz?
- Instead of deleting your sentences, how about making them better?
Mary sadece daha güzel değil fakat Alice'den daha iyi notlar alır.
- Mary isn't only prettier, but she gets better grades than Alice.
Tom sorunla daha iyi bir şekilde ilgilenebilirdi.
- Tom could have dealt with the problem in a better way.
I’ve had enough of cycling with you chaps. I can spend my Sundays better than in tormenting cats and quarrelling and fighting.”.
He quickly found Ali his better in the ring.