betteln

listen to the pronunciation of betteln
ألمانية - التركية
{'betıln} dilenmek
'betıln dilenmek
yalvar
yalvarı
dilen
avuç açmak
el açmak
dilenmek
sadaka istemek
الإنجليزية - التركية

تعريف betteln في الإنجليزية التركية القاموس.

beg
yalvarmak

Arkadaşlarımın gelmesi için yalvarmak zorunda kaldım. - I had to beg my friends to come.

Sadece ölüm kaldığında, son çare yiyecek için yalvarmaktır. - When only death remains, the last resort is to beg for food.

beg
{f} of -den dilemek, -den rica etmek
beg
{f} kaçınmak
beg
{f} dilemek
beg
{f} arka ayakları üzerinde durmak
beg
{f} sakınmak
beg
{f} itiraf etmek
beg
{f} sustaya kalkmak
beg
beg the uestion dava veya iddiayı ispat olunmuş farzetmek
beg
beg önle/dilen/rica et
beg
avuç açmak
beg
yakarmak
beg
rica etmek
beg
istemek

Tom çoğu günleri turistik yerlerin önünde para istemek için harcadı. - Tom spent most days begging for money in front of tourist attractions.

beg
dilenmek

Yasaya göre, sokakta dilenmek yasaktır. - By law, begging in the street is forbidden.

beg
dile

Dilenciler seçici olamaz. - Beggars can't be choosers.

Bir dilenciden daha iyi değilim. - I am no better than a beggar.

ألمانية - الإنجليزية
mendicancy
begging
to nag and nag (children)
to go begging
to hold out the hat
beg in
beg

Begging is prohibited by law. - Betteln ist per Gesetz untersagt.

By law, begging in the street is forbidden. - Auf der Straße zu betteln ist gesetzlich verboten.

to panhandle
Betteln und hausieren verboten!
No beggars and hawkers!
betteln (um)
to beg (for)
betteln gegangen
gone begging
betteln gehen
to go begging
betteln gehend
going begging
Lass dich nicht erweichen, auch wenn die Kinder noch so betteln.
Don't give in even when the children insist
auf der Straße betteln
to be on the nickel