Çok ihanete uğramış hissediyorum.
- I feel very betrayed.
Fadıl ihanete uğramış gibi hissetti.
- Fadil felt like he was betrayed.
Güvendiğim adam bana ihanet etti.
- The man I trusted betrayed me.
O, memleketine ihanet etti.
- He betrayed his country.
Çevirmek ihanet etmektir.
- To translate is to betray.
Arkadaşlarıma ihanet etmektense ölmeyi tercih ederim!
- I'd rather die than betray my friends!
Sana ihanet etmeyeceğim.
- I am not going to betray you.
İnsan arkadaşlarına ihanet etmemeli.
- One shouldn't betray one's friends.