The Amazon is fed by a large number of tributaries.
- Amazon, çok sayıda kollardan beslenmektedir.
You should complement your nutrition with vitamins.
- Beslenmeni vitaminlerle tamamlamalısın.
You should pay more attention to nutrition.
- Beslenmeye daha fazla dikkat etmelisin.
Tom fed his leftovers to his dog.
- Tom, artıkları ile köpeği besledi.
Have you fed the dog yet?
- Henüz köpeği besledin mi?
Must there be a link between diet and health?
- Beslenme ve sağlık arasında bir bağlantı var olmalı mı?
Tom tries to eat a balanced diet.
- Tom bir dengeli beslenme yemeye çalışıyor.
He had to feed his large family.
- O, büyük ailesini beslemek zorundaydı.
Most whales feed on plankton.
- Çoğu balinalar planktonla beslenir.
Knowledge of other cultures fosters a respect and tolerance for diversity.
- Diğer kültürlerin bilgisi çeşitlilik için saygı ve hoşgörüyü besler.
How much should I be feeding my dog?
- Köpeğimi ne kadar beslemeliyim?
Have you ever tried feeding your dog peanut butter?
- Köpeğini fıstık ezmesi ile beslemeyi hiç düşündün mü?
Sports nurture friendships.
- Spor dostlukları besler.
Both body and spirit are nurtured.
- Hem beden hem de ruh beslenir.
We need to nourish our spirit.
- Ruhumuzu beslemeliyiz.
Fish and meat are both nourishing, but the latter is more expensive than the former.
- Hem balık hem de et besleyici fakat sonraki öncekinden daha pahalı.
In order to stay alive, humans need alimentation, which consists of foods and beverages.
- Hayatta kalmak için, insanların yiyeceklerden ve içeceklerden oluşan beslenmeye ihtiyacı var.
In order to stay alive, humans need alimentation, which consists of foods and beverages.
- Hayatta kalmak için, insanların yiyeceklerden ve içeceklerden oluşan beslenmeye ihtiyacı var.
This fish is inexpensive but nourishing.
- Bu balık ucuz ama besleyici değil.
This food's not nourishing enough.
- Bu yiyecek yeterince besleyici değil.