Birkaç kız kapının yanında duruyor.
- Several girls are standing beside the gate.
Hepimiz onun yanında gittik.
- All of us went besides him.
Tom Mary'nin yanına oturdu.
- Tom sat down beside Mary.
O onun yanına diz çöktü ve onun adının ne olduğunu sordu.
- She knelt beside him and asked him what his name was.
Tom ve Mary'nin dışında odada hiç kimse yoktu.
- There was no one in the room besides Tom and Mary.
Mary ve John'un dışında odada kimse yoktu.
- There was no one in the room besides Mary and John.
Tom'un dışında başka biri var mıydı?
- Was there anybody else besides Tom?
Mary'nin İsa dışında başka çocukları var mı?
- Did Mary have any other children besides Jesus?
What Tom said was besides the point.
- What Tom said was beside the point.
That is beside the point.