Hepimiz onun yanında gittik.
- All of us went besides him.
Birkaç kız kapının yanında duruyor.
- Several girls are standing beside the gate.
Herkes onun yanına oturmak istiyor.
- Everybody wants to sit beside her.
Senin yanına oturabilir miyim?
- Can I sit beside you?
Mary ve John'un dışında odada kimse yoktu.
- There was no one in the room besides Mary and John.
O mağaza mobilya dışında birçok şey satmaktadır.
- That store sells many things besides furniture.
Mary'nin İsa dışında başka çocukları var mı?
- Did Mary have any other children besides Jesus?
Tom'un dışında başka biri var mıydı?
- Was there anybody else besides Tom?
That is beside the point.