beriki

listen to the pronunciation of beriki
التركية - الإنجليزية
the nearest, the nearer one, this one
the nearest, the nearer one; this one; the last mentioned
this one
hither
beri
since

I hear he has been ill since last month. - Onun geçen aydan beri hasta olduğunu duydum.

It is five years since we moved here. - Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti.

beri
onwards
beri
from

I haven't heard from Jane since she moved to Tokyo. - Tokyo'ya taşındığından beri, ben Jane'den haber almadım.

Tom has been working as a translator ever since he graduated from college. - Tom üniversiteden mezun olduğundan beri bir çevirmen olarak çalışmaktadır.

beri
on
beri
for

Tom has been hunting for a job since he lost his previous job last year. - Geçen yıl bir önceki işini kaybettiğinden beri, Tom bir iş aramaktadır.

I have not heard from him since he left for America. - O Amerika'ya gittiğinden beri ondan haber almadım.

beri
the near side
beri
this way
beri
free
beri
ever since

Tom has been working as a translator ever since he graduated from college. - Tom üniversiteden mezun olduğundan beri bir çevirmen olarak çalışmaktadır.

I've known Jim ever since we were children. - Çocukluğumuzdan beri Jim'i tanıyorum.

beri
onward
beri
down

That politician has come down in the world since the so-called Recruit scandal was publicized. - Sözde acemi skandalı duyulduğundan beri o politikacı dünyada gözden düştü.

Tom's gone down two pant sizes since he went vegan. - O vegan olduğundan beri Tom iki pantolon ölçüsü düştü.

beri
the near side; this way; since, ever since; for
beri
here; near, this side (of)
öteki beriki
anybody and everybody
التركية - التركية
Beride olan
Beride olan şey veya kimse
BERÎ
(Osmanlı Dönemi) (Berâet. den) Kurtulmuş. Temiz. Kayıt ve hüküm altında olmayan. Zimmeti bulunmayan adam. Hiçbir karışıklık, kusur ve noksanı olmayan. Hastalıktan sâlim olan. (Bak: Ber
beri
Bu uzaklıkta bulunan
beri
çilek ve kiraz gibi etli ve ince kabuklu meyveler
beri
Bu uzaklıkta bulunan: "Ağaçlardan, karanlığın beri tarafına doğru bir nehir akışı var."- S. F. Abasıyanık. Çıkma durumundaki kelimelerden sonra getirilerek bir işin başlangıcını gösterir: "Kar sabahtan beri yağmıştı."- S. F. Abasıyanık
beri
Konuşanın önündeki iki uzaklıktan kendisine daha yakın olanı
beri
Çıkma durumundaki kelimelerden sonra getirilerek bir işin başlangıcını gösterir
öteki beriki
Olur olmaz kimseler, şu bu
beriki
المفضلات