bereketlenme

listen to the pronunciation of bereketlenme
التركية - الإنجليزية

تعريف bereketlenme في التركية الإنجليزية القاموس.

bereket
plentifulness
bereket
fruitfulness
bereket
abundance
bereket
fertility

Red is the color of love, passion, fertility and power. - Kırmızı aşk, tutku, bereket ve güç rengidir.

bereket
blessing

May the blessings of God be upon you. - Allah'ın bereketi üzerinize olsun.

bereket
benediction
bereket
abudance
bereket
advertising
bereket
plentitude
bereket
mercy
bereket
fertile

Tom has a fertile imagination. - Tom'un bereketli bir hayal gücü var.

Now there is nothing but desert, where there used to be a fertile plain. - Şimdi bereketli bir ovanın olduğu yerde çölden başka bir şey yok.

bereket
plenteousness
bereket
benison
bereket
fortunately, thank heaven
bereket
plenty
bereket
blessing; divine gift
bereket
prolificness
bereket
abundance, plenty; increase; fruitfulness
bereket
prolificacy
bereket
abundance, fertility, increase; blessing; rain
bereket
prov. rain
bereket
cornucopia
bereket
copiousness
bereket
profusion
bereket
plenitude
bereket
richness
bereket
fruitful
bereket
plentiful
bereketlenmek
to increase; to proliferate
التركية - التركية
Bereketlenmek işi veya durumu
BEREKET
(Osmanlı Dönemi) Bolluk. Çokluk. Feyiz. Cenab-ı Hakk'ın lütfu, ihsanı. Uğurluluk. Meymenet, saadet... Kanaat-ı kat'iye verecek derecede tecrübeler vardır ki: Nasıl çocukların aczlerine binâen rahmet tarafından rızıkları hârika bir sûrette memeler musluklarından gönderiliyor ve akıttırılıyor... Öyle de, mâsumiyet kesbeden imanlı ihtiyarların rızıkları da, bereket sûretinde gönderiliyor. Hem bir hânenin bereket direği, o hanedeki ihtiyarlar olduğu; hem bir hâneyi belâlardan muhafaza edici, içindeki beli bükülmüş mâsum ihtiy
Bereket
(Osmanlı Dönemi) KEVSER
Bereket
feyezan
Bereketlenmek
(Osmanlı Dönemi) KUSUR
bereket
İyi ki, neyse ki, iyi bir rastlantı olarak sonucu
bereket
Bolluk, gürlük, ongunluk, feyiz, feyezan: "Çocuk gönlüm kaygılardan azade / Yüzlerde nur, ekinlerde bereket."- O. V. Kanık. İyi ki, neyse ki, iyi bir rastlantı olarak sonucu: "Bereket, o sıralarda henüz bu sözü bilmiyordum."- E. Bener
bereket
Yağmur
bereket
Bolluk, gürlük, ongunluk, feyiz, feyezan
bereket
(Osmanlı Dönemi) bolluk
bereketlenmek
Çoğalmak, artmak
bereketlenme
المفضلات