Listeyi hazırlamak için zamana ihtiyacımız var.
- We need time to prepare the list.
Olacak şeye Tom'u hazırlamak için elimizden geleni yaptık.
- We did our best to prepare Tom for what was going to happen.
Test için hazırlanmak zorundayım.
- I have to prepare for the test.
İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.
- I have to prepare for the test in English.
Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
- He prepared his speech very carefully.
En kötüsü için hazırlanmalısın.
- You should prepare for the worst.
Onun için hazırlık yapmak zorundayız.
- We have to prepare for that.
Hazırlık yapmak için biraz daha zamana ihtiyacım var.
- I need a little more time to prepare.
Hazırlık yapmak için biraz daha zamana ihtiyacım var.
- I need a little more time to prepare.
Şimdi onu yapmak için hazırım.
- I'm prepared to do that now.
Mary asked Tom to turn off the computer and prepare dinner.
- Mary bat Tom, den Rechner auszuschalten und das Abendessen zu bereiten.
Please prepare for the trip.
- Bitte bereiten Sie sich auf die Reise vor.