O, çok kısa bir sürede yemeği hazırladı.
- She prepared the meal in a very short time.
Tom sınav için iyi hazırlandı.
- Tom was well prepared for the exam.
Hazırlanmış olmak zorunda olacağım.
- We'll have to be prepared.
Her önceden iyi hazırlanmış.
- Everything was prepared well in advance.
Benim yemekler annem tarafından hazırlanmaktadır.
- My meals are prepared by my mother.
Tom hazırlanmak istiyor.
- Tom wants to be prepared.
Toplantı için dikkatlice hazırlandı.
- He prepared carefully for the meeting.
İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı.
- Rebel forces prepared to fight.
Tom onun için hazırlıklı değildi.
- Tom hadn't been prepared for that.
Hazırlıklı olmak zorundayız.
- We have to be prepared.
I am ready to follow you.
- Ich bin bereit dir zu folgen.
I am ready to help you.
- Ich bin bereit, dir zu helfen.