bere

listen to the pronunciation of bere
التركية - الإنجليزية
bruise

I don't see any bruises. - Ben hiç berelenme görmüyorum.

How did Tom get that bruise on his leg? - Tom'un bacağındaki o bere nasıl oldu?

beanie
harm
stripe
(Denizbilim) demage
injury
(Biyokimya) damage
lesion
beret; bruise, lesion
skullcap; wound
beret

All French wear berets. - Bütün Fransızlar bere takar.

barret
hurt; Balmoral
flesh wound
Tammy
contusion
{i} hurt
weal
ecchymosis
{i} wound
indent
{i} Balmoral
{i} skullcap
contuse
püsküllü bere
tam o' shanter
yara bere
cuts and bruises; wounds and bruises
yara bere içinde
(deyim) black and blue
الإنجليزية - الإنجليزية
Barley, especially six-rowed barley
To pierce
Barley; the six-rowed barley or the four-rowed barley, commonly the former Hordeum hexastichon or H
vulgare
See Bear, barley
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) t. Tıb: Ezilme veya kılcal damarların kopması sonunda kanın, dokular içinde birikmesi ve bundan dolayı meydana gelen morluk
Koyun sağma yeri
Yuvarlak, yassı ve sipersiz başlık
Kuzu
Vurma ve incitme sonucu vücudun herhangi bir yerinde oluşan çürük
Yuvarlak, yassı ve sipersiz başlık: "Lacivert beresini sallayarak bir fırtına gibi içeriye girdi."- A. Ş. Hisar
BERE'TE
(Osmanlı Dönemi) Sen yarattın (meâlinde fiil). (Bak: Ber
KU'BERE
(Osmanlı Dönemi) Bileği meydana getiren iki kemiğin küç
yara bere
Herhangi bir şeyde görülen çizik, ezik
yara bere
Vurma ve incitme sonucu vücudun herhangi bir yerinde oluşan çürük
bere
المفضلات