Öğretmen işini kaybetti çünkü hata yapan öğrencileri acımasızca azarladı.
- The teacher lost his job because he cruelly berated students who made mistakes.
Kanada'da suç oranı düşüyor.
- The crime rate is decreasing in Canada.
Hastalık ne oranda yayıldı.
- At what rate did the illness spread?
Doların değeri enflasyonun yükselme oranında düşer.
- The value of the dollar declines as the rate of inflation rises.
Bunu nasıl değerlendirirdin?
- How would you rate that?
Sanayinin büyüme hızına şaşırdım.
- I'm amazed by the rate at which industries grow.
Çok yüksek bir hızda daktilo ile yazabilirim.
- I can type at a very fast rate.
Parasını yüksek faiz oranıyla ödünç veriyor.
- He lends money at a high rate of interest.
During the rally, he berates the crowd for their cowardice.