We need to remember to put some gasoline in the car.
- Arabaya biraz benzin koymayı unutmamalıyız.
Tom abandoned his car that had run out of gasoline and started walking.
- Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.
The price of a litre of petrol has been increased by 12 rupees.
- Bir litre benzinin fiyatı 12 rupiye yükseltildi.
Shortly after the fire started, the petrol station exploded.
- Yangın başladıktan kısa bir süre sonra benzin istasyonu patladı.
Turning to the left, you will find the gas station.
- Sola dönerseniz, benzin istasyonu bulursunuz.
He puts aside some gas.
- O bir kenara biraz benzin koydu.
Gasoline is more flammable than fuel oil.
- Benzin, fuel oil'den daha yanıcıdır.
Tom looked down at the fuel gauge.
- Tom benzin göstergesine baktı.
I stopped to get gas on the way to work.
- İşe giderken benzin almak için durdum.
I stopped to get gas on my way home.
- Eve giderken benzin almak için durdum.
The gas tank is going to explode.
- Benzin deposu patlayacak.
The gas tank is going to explode.
- Benzin deposu patlayacak.