I can't bring myself to trust his story.
- Ben onun hikayesine inanamıyorum.
I can only speak for myself.
- Ben sadece kendim adıma konuşabilirim.
My dog is almost half the size of yours.
- Benim köpeğim neredeyse boyunuzun yarısı kadar.
In that respect, my opinion differs from yours.
- O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
My brother-in-law is really egotistical.
- Eniştem gerçekten bencil.
Tom is young, rich, spoiled and egocentric.
- Tom, genç, zengin, şımarık ve benmerkezcidir.
Benzene molecules are hexagonal in shape.
- Benzen molekülleri altıgen şeklindedirler.
She had a mole on her face.
- Onun yüzünde bir ben var.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.