Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
ألمانية - التركية
تعريف benoten في ألمانية التركية القاموس.
- not vermek, notlandırmak
- (Schülerleistung) notlandirmak
الإنجليزية - التركية
تعريف benoten في الإنجليزية التركية القاموس.
- grade
- {i} kademe
- grade
- {i} seviye
Seviyemi yükseltmek için çaba sarfettim.
-I made efforts to improve my grades.
Sadece sıkı çalışırsanız, seviyeleriniz çok gelişecek.
-If you just work hard, your grades will improve a lot.
- grade
- Not, ders notu, sınav notu
- grade
- {f} derecelendirmek
- grade
- {i} kalite
Bu tekne üstün kaliteli alüminyum ve yüksek güçlü demir ile yapılır.
-This boat is made with high grade aluminum and high strength iron.
- grade
- düzlemek
- grade
- tasnif etmek
- grade
- yokuş
- grade
- not
Aldığı notlardan utandı.
-He was ashamed of the grades he got.
İyi notlar alma, çok çalışmayı gerektirir.
-Making good grades requires studying hard.
- grade
- sınıflandırmak
- grade
- (isim) derece, aşama, basamak, rütbe, kademe, sınıf, kalite, eğim, seviye, düzey, başarı notu
- grade
- {f} düzenlemek
- grade
- {f} not vermek
- grade
- tonları tanzim etmek
- grade
- tesviye etmek yolu kazıy
- grade
- {i} (ilköğretimde) sınıf: He's six years old and in the first grade. Altı yaşında ve birinci sınıfta
- grade
- cins
- grade
- {i} basamak
- grade
- (fiil) sınıflamak, sınıflandırmak, derecelendirmek, not vermek, düzeltmek, düzenlemek
المصطلحات ذات الصلة
ألمانية - الإنجليزية
تعريف benoten في ألمانية الإنجليزية القاموس.
- marking
- grading
- grade
- benoten (Zensuren geben)
- to mark
- benoten (Zensuren geben)
- to grade