Your plan seems better than mine.
- Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.
The calculator on the table is mine.
- Masadaki hesap makinesi benim.
The man driving the bus is a good friend of mine.
- Otobüs süren adam benim iyi bir arkadaşım.
Her house is in the neighborhood of mine.
- Onun evi benimkinin çevresindedir.
It's too hard for me.
- Bu benim için çok zordu.
It is easy for me to read this book.
- Bu kitabı okumak benim için kolay.
For myself, I would like to take part in the game.
- Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
I made this clothing myself.
- Bu giysiyi ben kendim yaptım.
In that respect, my opinion differs from yours.
- O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
My dog is almost half the size of yours.
- Benim köpeğim neredeyse boyunuzun yarısı kadar.
My brother-in-law is really egotistical.
- Eniştem gerçekten bencil.
An egoist is someone who thinks only about himself, and not about me.
- Bir egoist, beni değil de sadece kendisini düşünen birisidir.
She had a mole on her face.
- Onun yüzünde bir ben var.
Each molecule in our body has a unique shape.
- Vücudumuzdaki her molekülün benzersiz bir şekli vardır.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.