Bu senin menfaatin için.
- This is for your benefit.
Yeni yolun tepede yaşayan insanlara faydası olacaktır.
- The new road will benefit the people living in the hills.
Güzel olmanın bir sürü faydası vardır.
- There are many benefits to being beautiful.
Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
- You will benefit by a trip abroad.
O, benim erkek arkadaşım değil, sadece yararı olan platonik aşk.
- He's not my boyfriend, it's just platonic love with benefits!
Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
- It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
Ondan kim yararlandı?
- Who benefited from that?
Bundan kim yararlanıyor?
- Who benefits from this?
Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.
- Ill-gotten gains never benefit anyone.
Maliyetler avantajlardan daha ağır basar.
- The costs outweigh the benefits.
Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.
- Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science.
Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
- You will benefit by a trip abroad.
Toplum yeni sanayiden yarar sağlayacaktır.
- The community will benefit from the new industry.
Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.
- Ill-gotten gains never benefit anyone.
Onun yararları hakkında yaygara yaptı.
- She made a fuss about her benefits.
An event to raise money for a charitable organization.
Onun yararları hakkında yaygara yaptı.
- She made a fuss about her benefits.
İngilizce öğrenmekten büyük yararlar sağlayacaksın.
- You will derive great benefits from learning English.
... shorter, but it had the benefit of taking the scarce ...
... so, they will have that deeper economic relationship that will benefit the aspirations of the Iranian ...