This voucher entitles you to a free drink on the house.
I can't bring myself to trust his story.
- Ben onun hikayesine inanamıyorum.
I bought this book for myself, not for my wife.
- Ben bu kitabı karım için değil, kendim için satın aldım.
Put yourself in my position.
- Kendini benim yerime koy.
Put yourself in my place.
- Kendini benim yerime koy.
My brother-in-law is really egotistical.
- Eniştem gerçekten bencil.
Tom is young, rich, spoiled and egocentric.
- Tom, genç, zengin, şımarık ve benmerkezcidir.
She had a mole on her face.
- Onun yüzünde bir ben var.
Benzene molecules are hexagonal in shape.
- Benzen molekülleri altıgen şeklindedirler.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.