Maybe this world is another planet's Hell.
- Belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemi.
Maybe we can make a deal.
- Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
You can add sentences that you do not know how to translate. Perhaps someone else will know!
- Nasıl çevireceğini bilmediğin cümleler ekleyebilirsin. Belki başka biri çevirir!
Perhaps it will rain in the afternoon.
- Belki öğleden sonra yağmur yağacak.
I cannot possibly help you.
- Ben belki size yardımcı olamam.
The cleanup at the Fukushima Daiichi plant could take years, possibly decades.
- Fukushima Daiichi tesisindeki temizlik, yıllar belki de on yıllar sürebilir.
Maybe you are working too hard.
- Belki de çok çalışıyorsunuz.
Maybe Tom didn't see us.
- Belki de Tom bizi anlamadı.
I'm very busy so probably I won't be able to come tomorrow.
- Çok meşgulüm, bu nedenle belki de yarın gelemeyeceğim.
You should probably tell Tom you don't want to do that.
- Belki de Tom'a bunu yapmak istemediğini söylemen gerekir.
I took my umbrella lest it rain.
- Belki yağmur yağar diye şemsiyemi aldım.