In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.
- Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
Maybe you'll come back to me?
- Belki bana geri döneceksin?
I studied for perhaps two hours.
- Belki iki saat boyunca ders çalıştım.
Perhaps it will rain in the afternoon.
- Belki öğleden sonra yağmur yağacak.
Maybe we can make a deal.
- Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.
- Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
Can you possibly help me?
- Belki bana yardımcı olabilirsiniz?
I can't possibly make lunch.
- Belki öğle yemeği yapamam.
You should probably tell Tom you don't want to do that.
- Belki de Tom'a bunu yapmak istemediğini söylemen gerekir.
I probably shouldn't have asked Tom that question.
- Belki de Tom'a bu soruyu sormamalıydım.