Maybe this world is another planet's Hell.
- Belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemi.
When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.
- Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.
Perhaps it will rain in the afternoon.
- Belki öğleden sonra yağmur yağacak.
I studied for perhaps two hours.
- Belki iki saat boyunca ders çalıştım.
Tom said that he couldn't possibly eat any more.
- Tom artık belki yemek yiyemiyeceğini söyledi.
I can't possibly make lunch.
- Belki öğle yemeği yapamam.
I took my umbrella lest it rain.
- Belki yağmur yağar diye şemsiyemi aldım.
Maybe you are working too hard.
- Belki de çok çalışıyorsunuz.
Maybe we can make a deal.
- Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
I'm very busy so probably I won't be able to come tomorrow.
- Çok meşgulüm, bu nedenle belki de yarın gelemeyeceğim.
She probably didn't have sex with him.
- Belki de onunla seks yapmadı.